Enstalasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Enstalasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Şubat 2011 Cuma









Fragments-II

                              “Fragments” Stencil (acrylic) on MDF, 2007





























Fragments-I




“Fragments” Oil on MDF 15X20X5,10,15,20
                                2007






























Bir kişiye baktığımızda gözümüz hiçbir zaman kıpırdamadan durmadığı, sürekli hareket ettiği için o kişiyi hayal ettiğimizde zihnimizde değişik imgelerden meydana gelen bir bileşim oluşur. Benim amacım bu durumu fiziksel olarak ta gerçekleştirip bakma eylemini sorgulamak. hareketli puzzleda olduğu gibi, farklı yüzeylere yerleştirilmiş bir çok imge ve bunun bize sunduğu sonsuz veryasyon. Bu parçalardan her biri bütüne işaret etseler dahi bağlamlarından söküldüğünde soyut birer görüntüye dönüşürler.

Farklı yüksekliklerdeki yüzeyler üzerine yerleştirdiğim bu görüntüler, bir anı değil bir süreci vurgular. Bu süreç bitmiş ve görüntüler bu esnada girebilecekleri tüm hallere girmişlerdir. İşte o periyod içindeki farklı zaman ve durumların birlikte oluşturduğu bütüne işaret eden parçalardır.


 Parçalar arsındaki derinlik farkı zamanın akışını ve seyircinin hareketini temsil eder. Düz bir yüzey bu süreci içermez, bunun olması için aynı imgeleri içeren görüntülerin arka arkaya sunulması gerekir. Tıpkı stop-motion tekniğinde olduğu gibi. Benim yapmaya çalıştığım ise tek bir görüntüyü parçalamak ve bu hareketi farklı yükseklikte yüzeyler kullanarak sunmak. İzleyicinin hareketiyle birbirinin ardında kalan görüntüler ile farklı bir deneyim yaşatıp bakma eylemini sorgulamak. Görüntü ve algıyı bozup yeni baştan yapılandırmak.

Farklı yüzeylere yerleştirdiğim bu görüntüler aynı zamanda bir otoportre niteliği taşımakta. Kendi görüntülerimden oluşan bu parçalar bir araya geldiklerinde dahi sadece daha büyük bir parçayı oluşturmakta, bu durumdan amacım izleyicinin görme sınırlarını aşıp hayal gücünü kullanmalarını sağlamak. kişiye veya görüntüye dair daha fazla ayrıntılar bulunabilecek görseller sunmak. Hafızamızda kişiye dair oluşan farklı görüntülere dikkat çekmek. Kişiye ait detaylar onu en iyi ifade eden parçalardır. Kişinin kimliğine ve toplumsal duruşuna karşı daha yalın ipuçları sunarlar.


Fragmanlarda belirtilen ve hafızada yer eden imgenin en doğrudan, en saf kaydına yönelik bütünü arayışlarını içerir. Ona bakanı imgeden imgeye devinen bir göz hareketi olarak özümser.




When we imagine a person, he/she consists of a combination of different images in our minds. The aim of this work is to question the act of looking by performing it physically. Even if each of these items point to the whole image, they are transformed into abstract contexts when they separated from whole image. These images are placed on surfaces of different heights emphasize a process, not a moment. The difference between the items’ depth represents the passage of time and the movement of the audience. The goal is to question the act of looking behind the remaining images due to the viewer’s movement, to  reconfigure all over again after disrupting the image and perception.


 



16 Şubat 2011 Çarşamba

Do-It-Yourself



Do It Yourself - Hemp















"Do-It-Yourself" "Cassettes, 2007






Punklar içinde bulundukları durumu protesto etmek üzere kendilerini birer toplumsal atık olarak sunarlar. Punk modası anti modadır; çirkin olan yada kamoyuna bir saldırı niteliği taşır.

Punk sanatı birbiriyle ilgisiz unsurları yan yana getirdiği punk giyiminin bir yansımasıdır. Görünüşte birbiriyle alakasız yada orantısız nesnelerin yan yana getirilmesi dada ve sürrealizmde de sıkça başvurulan yöntemler olarak punk sanatında da kullanılmıştır. Punk sanatı, dada absürtlüğünden sürrealizmin ‘ başka bir gerçekliğe nüfuz edişine’ kadar farklı tavırlar sergiler.

Punk sanatı düşük bütçeli ve kolaycıdır, yani kolay alımlanabilmesiyle belirginleşir. Görünüş güzelliği kaygısı taşımaz: elle yazılır, siyah-beyazdır, kolajlarla doludur ve fotokopiyle çoğaltılır.

Görsel hafızamızda yer etmiş ve enstelasyonumun elemanları olan kaset ve günümüzde de oldukça popülerler olan Adidas markasının Gazelle modelini tarihsel bir sürecin sözcüleri olarak görüyorum. Birtakım alt kültürler içerisinde önemli bir yeri olan bu objeleri yine bu alt kültürlerin felsefesi doğrultusunda dönüştürüp, değiştirip sunmamın nedeni toplumsal belleğimize gönderme yaparak bu alt kültürlerin günümüze kadar uzanan etkileri doğrultusunda “değişim” olgusunu sorgulamak.

Kasetler ucuzlukları ve korsan üretime izin vermeleri sebebiyle özellikle bu alt kültürlerden biri olan punk kültürü içerisinde yaygınlaşmıştır. dinleyicileri yaptıkları müziklere daha kolay ulaşsın diye müzisyenleri plak yerine kaseti tercih ediyorlardı. Plak firmalarına dahil olmayan gurupların kolayca kayıt yapabilmeleri ve dağıtabilmeleri de punk akımındaki DIY (do it yourself- kendin yap) etiğinin bir devamı olan ‘kaset kültürü’ dönemini başlattı.

Kasetlerle yaygınlaşan evde kayıt yapabilme ve başkalarının kayıtlarını kolayca çoğaltabilme imkanları elbetteki müzik endüstrisinde paniğe yol açtı. ‘Home Taping İs Killing Music’ (Evde Kayıt Müziği Öldürür) gibi sloganlarla ortaya çıktılar. Bu akımın tersine hareket eden karşıt- kültür akımını destekleyen bazı firmalar da oldu. Island Records, bir yüzünde albüm kayıtlı olan, diğer yüzünün ise kullanıcının başka kayıtlar yapabilmesi için boş bırakılan ‘One Plus One’ kasetleri piyasaya sürdü.’ Home Taping İs Killing Music’ bolca karşıtını üretti tabiki. Punk akımına dahil olan The Dead Kennedys, 1981 yılındaki albümleri ‘İn God We Trust’ı “evde kayıt büyük şirket karlarını öldürüyor. Bu yüzü boş bıraktık ki yardım edin” ibresiyle tek yüzü boş yayınladı.

Projemde yer alan ve 1968 yılında üretilen bu ayakkabı ise Adidas’ın ilk modellerinden biridir. Basit ve rahat bir model olmasının yanı sıra o dönemde ucuz bir ayakkabı olması nedeniyle de alt kültürler arasında benimsenmiştir. Kasetlerde olduğu gibi sokak kültürünün bir temsili olmuştur. Bir kültüre hizmet etmesi, yaşam tarzındaki simgeselliği, kullanım amacındaki ifadesel özelliği onu ayakkabı olmaktan çıkarmıştır bir anlamda. Danny Boyle tarafından çekilen Trainspotting filmi ile de punk kültürü içindeki yerini almıştır.

İlk olarak Chronic adıyla piyasaya çıkan Gazelle in doğal modelinin adı “Hemp” olarak değiştirilmiştir. Tabanı hariç tümü kenevirden yapılmış olan “Hemp”, uyuşturucu kültürünü desteklediği düşüncesiyle Clinton hükümeti döneminde tepki toplayıp adı tekrar “Gazelle” olarak değiştirilmiştir. Eski yani yasaklanmış adı kullanmamın nedeni temsil ettiği dönemin yaşam tarzına bir göndermedir. Kasetlerde de yapmış olduğum gibi armaların, dikişlerin kısacası her şeyin elde yapılmış olması punk kültüründeki DIY ( Do-it-Yourself) etiğine bir göndermedir. Aynı şekilde kasetler üzerinde yer alan grup isimleri, bu dönemin sözcülüğünü üstlenmiş guruplardır. Bu şekilde izleyicinin bu objelere baktığında onları sadece fetiş bir nesne olarak görmesini değil aynı zaman da toplumsal bir döneme sözcülük ettiğini ve birtakım ironilerle ve ‘değişimlerle’ bu döneme göndermeler içerdiğini fark etmesini istedim.







Hand-made tapes and very popular “Gazelle” model of the Adidas brand create the elements of installation. Photocopies of the shoe pattern and tape stickers were prepared to be given to audiences. 


These objects which have an important role in subcultures give chapter and verse to our social memory by being transformed into again this subcultures’ philosophy. The effects of "change" and "cult" phenomenon are investigated within the scope of installation  according to the extant of these subcultures. These objects are formed within the framework of punk subculture. It’s not only to see them as a fetish object by the viewer, but also emphasize that advocacy to a social period.  


Cassettes were widely used in punk subculture because of bargains and allowing to the pirate production. Punk musicians used to prefer the tape instead of record in order to their listeners to reach out to their music. Record companies which are not included in the groups that they can easily record and distribute launched the “cassette culture” period which is a continuation of “do it yourself” ethics in the flow of punk. The group names written on cassettes are spokesman for the groups that undertook this culture. 



This shoe is one of the first models of Adidas which were involved in the project and produced in 1968. It’s been accepted by the subcultures because it was inexpencive shoe, simple and comfortable. It has become a representation of the street culture same as tapes.